326 research outputs found

    İç Mimarlıkta Sürdürülebilirliği Hedefleyen Tasarım Bağlamında Yeşil Bina Değerlendirme Sertifika Sistemlerinin İrdelenmesi

    Get PDF
    İstanbul Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans, 2019Gelişen teknoloji ve artan nüfus tüketilen enerji-hammadde miktarını arttırırken enerji talebinin ve atıkların büyük bir bölümünü yapı sektörü oluşturmaktadır. Artan enerji talebi ekonomik ve çevresel zorluklara yol açarken hammadde talebiyle birlikte doğal kaynaklara ve habitata zarar vermektedir. Teknoloji ve nüfustaki üstel gelişme ve artış sebebiyle şehirlerde birçok yapının yerine yenisi gelerek iç mimari talep oluşturmakta ve uzun yıllar var olmaya devam edecek yapılarda da işlevsel mekan yenilemesine gerek duyulmaktadır. İç mimarlık alanındaki bu geniş inşaat hacminin de enerji-hammadde kullanımına etkisi üstel olacağından çevresel negatif etkileri azaltan ve tüketimi kontrol altına alan verimli tasarıma yönelmek, tasarım-yapım-yıkım aşamalarını yeşil standartlara uygun yönetmek gerekmektedir. Bu süreçte iç mimarın önemli bir rolü olduğu açıktır. Tasarımcının bilinçlenmesi ve geçmiş teknikleri öğrenip yeni teknolojileri sahiplenmesi gerekmektedir. İç mimarın çevre bilinci ile tasarım yapabilmesi için, yapım-yıkım çalışmalarının oluşturduğu etkilerin göstergelerini ayırt edebilmesi ve bu göstergelerin teşkil ettiği problemlerin farkında olması gerekmektedir. Bu kapsamda anlaşılma aşamasından benimsenme aşamasına geçen sürdürülebilir yöntemin gereklerini iç mekan öğelerinde incelemek, yapılacak tasarım hakkında doğru soruların sorulmasına yardımcı olacaktır. Bu tez çalışması kapsamında iç mimari tasarımların enerji, malzeme ve işçilik kullanımının çevresel etkilerini değerlendirebilmek için sürdürülebilirliğe ilişkin kriterleri benimsemiş yeşil bina değerlendirme sistemleri incelenmiştir. Yeşil bina değerlendirme sistemleri uzun yıllardır uygulanmakta olsa da çoğunlukla mimari ölçekte değerlendirilmiş ve iç mekan öğelerinin gerektiği gibi değerlendirmeye alınmadığı görülmüştür.Sosyal Bilimler EnstitüsüYüksek Lisan

    Otomotiv endüstrisinde karbon ayakizi

    Get PDF
    06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.Çalışmanın konusu otomobil üretim faaliyetlerinden kaynaklanan karbon ayak izi hesaplanması ve azaltım önerilerinin verilmesidir. Çalışmanın içeriğini; yaşam döngüsü değerlendirmesi, Uluslararası Standartlar Teşkilâtı (İSO) gibi uluslararası organizasyonlar, karbon ayak izi hesaplama ve raporlama yöntemleri, insan sağlığı ve iklim değişikliği üzerine karbon ayak izi etkileri, küresel otomotiv endüstrisi ve karbon azaltım önerileri oluşturmaktadır. Karbon ayak izi, üretim sürecinde yaşam döngüsünün her aşamasında meydana gelebilir. Bu çalışma, otomobil üretim işlemine bağlı emisyonların karbon eşdeğeri olarak hesaplanmasına odaklanmaktadır. Hesaplamada tüm gereken veriler otomotiv fabrikasından, ilgili emisyon faktörleri ise İklim Değişikliği Üzerinde Hükümetlerarası Paneli (İPCC), Dünya Kaynakları Enstitüsü (WRİ) ve Sürdürülebilir Kalkınma için Dünya İş Konseyi (WBCSD) gibi çeşitli uluslararası organizasyonları tarafından geliştirilmiş Sera Gazı Protokolü gibi ISO 14064-1 standardına göre alınmıştır. Sonuçta, otomobil üretiminden kaynaklanan karbon emisyonlarının yüksek olduğu, bu emisyon miktarında en yüksek payın yıllık üretilen 1 milyon araç için üretim sırasında ortaya çıkan emisyonu ve elektrik enerjisi üretiminden kaynaklandığı hesaplamalarla belirlenmiştir. Karbon ayak izinin azaltılması için özellikle elektrik enerjisi üretiminde alternatif kaynaklardan, örneğin güneş enerjisinden yararlanmanın önemi üzerinde durulmuş ve bununla ilgili maliyet hesabı da yapılmıştır. Anahtar kelimeler: Karbon ayak izi, iklim değişikliği, otomotiv endüstrisi, karbon eşdeğeriThe work on this topic aims to cover all the relevant knowledge applied to deal with the carbon footprint released by automotive manufacturing activities. The brief overview on the Life Cycle Assessment (LCA), other International Organizations, like International Organization for Standardizations (ISO), calculation and reporting methods of carbon footprint, effects of carbon footprint on human health and climate change, global automotive industry, and its carbon footprint related literatures were also included in this study. Carbon footprint can be happened in all stages of life cycles for the production process. However, for this work, we mainly focus on calculation of the amount of carbon footprint in unit of carbon equivalent during the automotive manufacturing operation of the main plant. All data needed for the calculation was received from the automotive plants and emission factors of each data were obtained from other concerning organizations, such as Intergovernmental Panel on Climate Change (IPCC), Greenhouse Gases Protocol developed by the World Resources Institute (WRI) and World Business Council for Sustainable Development (WBCSD) in accordance with the recognized ISO 14064-1, quantification and reporting of greenhouse gas emissions and removals. As a result, emissions from total number of 1 million car produced per year are the most important source among other carbon emission sources of automotive manufacturing, and the calculation of emission sources from generating electrical energy was included as well. To reduce carbon footprint, particularly, from generation of electrical energy, for example, solar energy was recommended as an alternative energy source that gives significant benefits to factory, and in the end, the cost of solar panels needed to use was also calculated. Keywords: Carbon footprint, climate change, automotive industry, carbon equivalen

    PLASTİK BİR SU ISITICININ EKO-TASARIM STRATEJİSİNE GÖRE YAŞAM DÖNGÜSÜ ANALİZİ

    Get PDF
    PLASTİK BİR SU ISITICININ EKO-TASARIM STRATEJİSİNE GÖRE YAŞAM DÖNGÜSÜ ANALİZİÖzetTeknolojinin gelişimi ve artan refah seviyesiyle birlikte piyasada yeni pazar ihtiyaçları ve kullanıcı beklentileri ortaya çıkmaktadır. Yeni geliştirilen bir ürün, tüketicilerin sosyal ve ekonomik beklentilerini karşılamakla birlikte tüketim kültürü üzerinde bir rol oynamalıdır. Ürün tasarımı sürecinde, tasarımcı ve mühendisler tarafından ürünün çevresel etkileri göz önünde bulundurularak, geri dönüştürülebilir malzemelerin kullanımına öncelik verilmeli ve minimum atık prensibi benimsenmelidir. Tüketiciler ise sürdürülebilirlik bilinciyle ürün satın almalıdır. Bir ürünün sürdürülebilirliği, çevresel açıdan eko-uyumlu malzemelerin uygun oranlarda kullanımını ve doğru montaj sürecini kapsamaktadır. Yaşam Döngüsü Analizi (Life Cycle Analysis - LCA) yöntemi ile ürün tasarımında kullanılan malzeme, enerji ve üretim sürecinin eko-tasarım stratejisine göre uygunluğu test edilebilmektedir. Bu çalışmada, plastik bir su ısıtıcının yaşam döngüsü analizi ticari bir yazılım ile gerçekleştirilmiştir. Su ısıtıcısını meydana getiren bileşenlerin ağırlığı, üretildikleri malzeme ve üretim şekli belirlenerek toplam LCA değeri ve CO2 salınım miktarı elde edilmiştir. Analiz sonuçlarına göre mevcut tasarım üzerinde iyileştirmeler yapılarak nihai tasarım için LCA işlemi tekrarlanmıştır. İşlem sonucunda yaklaşık %20 oranında bir iyileştirme sağlandığı tespit edilmiştir.Anahtar Kelimeler: Ekolojik tasarım, Yaşam döngüsü analizi, Sürdürülebilir tasarımLIFE CYCLE ANALYSIS ACCORDING TO THE ECO-DESIGN STRATEGY OF A PLASTIC KETTLEAbstractWith the development of technology and increasing welfare, new market needs and user expectations arise in the market. A newly developed product, while meeting the social and economic expectations of consumers, should play a role in the consumption culture. In the product design process, the use of recyclable materials should be prioritized by designers and engineers, taking into account the environmental effects of the product, and the principle of minimum waste should be adopted. Consumers should buy products with the awareness of sustainability. The sustainability of a product includes the use of environmentally eco-compatible materials at appropriate rates and the correct assembly process. With the Life Cycle Analysis (LCA) method, the suitability of the materials, energy and production process used in product design can be tested according to the eco-design strategy. In this study, life cycle analysis of a plastic kettle was carried out with a commercial software. By determining the weight of the components that make up the water heater, the material they are produced from and the production method, the total LCA value and CO2 emission amount were obtained. According to the analysis results, improvements were made on the existing design and the LCA process was repeated for the final design. It was determined that an improvement of approximately 20% was achieved as a result of the process.Keywords: Ecological design, Life cycle analysis, Sustainable desig

    Yapı İşletmesi ABD Araştırma Trendlerinin 2010-2016 Yılları Arasında Gerçekleştirilen Proje ve Yapım Yönetimi Kongreleri Orijininde Değerlendirilmesi

    Get PDF
    İnşaat Proje Yönetimi (İPY) Kongreleri araştırmacıları, bilim adamlarını, mühendisleri ve bilim adamı adayı öğrencileri; İnşaat ve Proje Yönetiminin (İY ve PY) tüm yönleri hakkında kendi deneyimlerini, yeni fikirler ve araştırma sonuçlarını paylaşmak ve tartışmak, bilgi alışverişini sağlamak üzere bir araya getirmeyi amaçlayan; karşılaşılan pratik zorlukların ve benimsenen çözümlerin tartışıldığı düzenlemelerdir. Bu kongreler, ilgili kimselerin İnşaat ve Proje Yönetimi ve ilgili alanlarda görüş ve deneyimlerini paylaşmaları için, ideal bir platform olmaları için periyodik olarak yapılmaktadır. Bu çalışmada Yapı İşletmesi ABD araştırma trendlerinin 2010-2016 Yılları arasında gerçekleştirilen Proje ve Yapım Yönetimi Kongreleri orijininde değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bunun için her kongrenin amacı, çağrılı konuşmacıları ve sunulan bildiriler (konu başlıklarına göre tasnif edilerek) incelenmiştir. Yİ konusunda akademik çalışmaların hangi alanlara yöneldiği, kapsamlarının neler olduğuna dair irdelemeler yapılmıştır

    Sürdürülebilir Mimarlık Kapsamında Günümüz Çok Katlı Konut Binalarında Tasarım Yaklaşımları ve Uygulama Örneklerinin İncelenmesi

    Get PDF
    Bu tez kapsamında, dünya üzerinde yapılaşmaya bağlı olarak yüksek yapıların tarihi ayrıca sürdürülebilirliğin tarihsel gelişimi incelenip meydana gelen problemlerin ve insanlığın geleceğini etkileyen sorunların azaltılmasına katkıda bulunulması araştırılmıştır. Sürdürülebilir mimarlık kapsamında günümüz çok katlı konut binalarının tasarım ilkeleri incelenerek bir araştırma yapılmıştır. Dünya üzerinde yapılaşma artmış ve buna bağlı olarak meydana gelen enerji tüketimi artmıştır. Ayrıca yapılan binalar dinamik etkiye sahip olup, sürekli devinen yani değişen binalar olmuştur. Bu değişimlerin çevreye olumlu etki bırakması ve harcanan enerjinin azaltılması, oluşan atıkların kontrolü olarak bu tez kapsamında araştırmalar yapılmıştır. Bununla birlikte sürdürülebilirlik kavramının tanımı kapsamı ve önemi bir başlık altında incelenerek günümüzde yaşanmakta olan çevre ve sağlık sorunlarının çözümü yönünde sürdürülebilirlik kavramlarından yola çıkılarak yapılan projelerin yapılaşma ile olan ilgisi incelenmiştir. Sürdürülebilirlik kavramı tarihsel bir gelişim içerisindedir, yapılan konferanslar oluşturulan ilkeler gün geçtikçe geliştirilmekte, çevre için oluşturulan korumacı yaklaşım artmaktadır. Bu tarihsel gelişim bu tez kapsamında incelenerek mimarlık ve tasarımla olan ilgisi araştırılmış ayrıca sürdürülebilir mimarlık kavramı gelişimi ayrı başlıkta incelenmiştir. Üçüncü bölümde ise çok katlı bina kavramı, çok katlı bina kavramı genel tanımlamalarına yer verilerek çalışmanın içeriğini oluşturacak olan mimari eserler ile ilgili bir kriter oluşturulmuştur. Daha sonra çok katlı bina kavramının günümüz eserlerine kadar gelişi incelenip gelişim süreci ve tarihine değinilmiştir. Burada çok katlı bina kavramı bir sonraki başlıkta konut birimine indirgenerek çalışmaya daha detaylı bir pencereden bakılmak istenmiştir. Ayrı bir konu başlığı oluşturularak çok katlı konut binalarının gelişim sürecine yer verilmiştir. Ayrıca bu konu başlıklarını oluşturuken yapılara da atıfta bulunularak konunun mimari boyutuna giriş yapılmıştır. Dördüncü bölümde ise konumuzun asıl ana başlığı oluşturularak sürdürülebilir ve yeşil bina kavramları incelenmiştir. Yeşil bina ve sürdürülebilir bina kavramları ilkeler dahilinde incelenerek konunun ikinci başlığı olan yeşil bina sertifika sistemleri ve çok katlı konut ilişkisine açıklık getirilmiştir. Yeşil bina sertifika sistemleri yeşil bina kavramları sertifika sistemlerinin ilkeleri dahilinde incelenip bu sertifika sistemleri ile çok katlı konut kavramına ışık tutulmuştur. LEED sertifika sistemi Amerika Kıtasında oluşturulan bir sertifika sistemidir, LEED sertifika sistemi açıklanırken kredileme ve puanlama sistemi açıklanmış xiv sürdürülebilir çok katlı konut ilkeleri oluşturulmuştur. Bu puanlama ve kredileme sistemi dahilinde sürdürülebilir çok katlı konut ilkelerinde sürdürülebilir alanlar, su etkinliği, enerji ve atmosfer, malzeme ve kaynaklar ayrıca iç mekansal çevre kalitesi ilkeleri dahilinde kredileme sistemi oluşturulmuştur. BREEAM sertifika sistemi ise İngiltere Bina Araştırma Kurumu tarafından ilk olarak (BRE) 1990’da oluşturulmuştur. BREEAM sertifika sistemi ise performans kategorileri dağılım oranı olarak atık, malzemeler, su, ulaşım, enerji, kirlilik, yönetim, sağlık ve insan konforu ayrıca ekoloji olarak yüzdelik dağılım oranları incelenmiş bu kategoriler dahilinde sürdürülebilir çok katlı konut binalarına ilkeler oluşturulmuştur. CASBEE sertifika sistemi ise Japonya’da ve Asya ülkelerinde sürdürülebilirlik eseslarını dikkate alınarak oluşturulmuş bir sertifika sistemidir. CASBEE değerlendirme sistemi olarak ‘‘Q’’ ve ‘‘L’’ değerleri açıklanarak yapının çevresel etkinliği ilkeleri dahilinde incelenmiştir. Green Star sertifika sistemi ise Avustralya Yeşil Bina Konseyi tarafından geliştirilmiş bir sertfika sistemidir. Bu sertfika sistemi Green Star bina sertifika sistemine göre yapılar yıldız derecesine göre alt yıldızdan üst yıldıza kadar derecelendirilmektedir. Yine bu sertifika sistemleri performans kategorileri ve yüzdelik oranları incelenerek değerlendirilmiştir. DGNB sertifika sistemi ise Alman Sürdürülebilir İnşaat Konseyi tarafından oluşturulmuştur. DGNB sertifika sistemi yine ilkeler dahilinde incelenerek bu ilkelere çok katlı konut kavramına ışık tutulmak istenmiştir. SBTool sertifika sistemi ilk olarak Paris’te oluşturulmuştur. SBTool 21 ülke ile birlikte çevresel performans ölçütleri ilkeleri dahilinde ortaya çıkmıştır. Bu ilkeler ve yüzdelik dağılım oranları ile birlikte sertifika sistemi araştırılmıştır. Bununla birlikte sürdürülebilir çok katlı konut binası kriterleri ve performans kategorileri incelenmiştir. Bu çalışmanın dördüncü bölümünün üçüncü başlığında ise, sertifika sistemleri ile oluşturulan ilkeler ışığında ve araştırmalar sonucunda sürdürülebilir çok katlı konut ilkeleri oluşturulmuştur. Ayrıca beşinci bölümde ise enerji ve enerji kaynaklarının kullanımı ve korunumu incelenmiş, su ve su kaynaklarının kullanımı ve korunumu incelenmiş, malzemenin kullanımı ve korunumu bununla birlikte son iki ilke olan insan için tasarım ve sağlık bununla birlikte arazi kullanımı ve korunumu incelenmiştir. Bu başlıklar ile birlikte sürdürülebilir çok katlı konut binalarında tasarım yaklaşımlarına açıklık getirilmiştir. Altıncı bölümde ise uygulama örneklerine geçilmiştir, bu uygulama örneklerinden Amerika Kıtası uygulama örnekleri, Avrupa Kıtası uygulama örnekleri, Asya Kıtası uygulama örnekleri, Avustralya Kıtası uygulama örnekleri ve Türkiye’den örnekler ile sonlandırılmıştır. Sonuç bölümünde bu örneklerin birbiriyle olan karşılaştırılmaları yapılmıştır, bu örnekler ayrıca sürdürülebilir çok katlı konut ilkeleri ışığında incelenmiştir. Bu bölümde sürdürülebilir çok katlı konut ilkeleri olarak araziye yönelik planlamalar, bina yoğunluğu ile ilgili kararlar, kentsel açıdan ihtiyaçların karşılanması, alt yapı ile ilgili kararlar, konut çevresinin düzenlenmesi ve planlanması, yeşil alan düzenlemesi, otopark alanlarının düzenlenmesi incelenmiştir. Konut ilkesi olarak eğitim ve sağlık ihtiyaçlarına yakınlık, vaziyet planı düzenlemesi xv ve konutun araziye oturtulması, sürdürülebilir yapı malzemesinin kullanılması, inşaat yapım elemanlarının sürdürülebilir olması ve konut binasının işlevinin kullanıcıya uygun olup olmaması tüm yapılar için araştırılıp bir tablo sistemi oluşturulmuştur. Böylece yapıların sürdürülebilirlik kriterleri açısından karşılaştırılması daha kolay ve ulaşılabilir olmuştur. Çalışmanın amacı da zaten bu yönde yapılan uygulama örneklerine bir kriter oluşturularak sürdürülebilirlik ilkelerine katkı sağlamaktır, ayrıca yapılacak olan binalar için ulaşımı kolay bir kılavuz oluşturulması amaçlanmıştır. Sonuç bölümünde ise çalışmanın ve araştırmanın tümünü kapsayan açıklamalarda bulunulmuş ayrıca incelenen örnekler dahilinde yapılarda genelde hangi ilkelerin daha fazla kullanıldığı tespit edilmiş ayrıca sürdürülebilir çok katlı konut binalarına yönelik araştırmanın amacı ortaya konulmuştur.Within the scope of this thesis, by analyzing the history of the high buildings depending on the settlement on earth and the historical development of sustainability, reducing the number of problems affecting the future of humanity was investigated. The design principles of today's multi-storey residential buildings was examined within the context of sustainable architecture. Increase in settlement has resulted in an increase in energy consumption. Moreover, buildings have had a dynamic effect and thus have been continuously changing buildings. Positive consequences of this change on the environment, the reduction of energy consumption, and the control of wastes have been analyzed in this thesis. In addition to this, the description and the importance of the concept of sustainability were examined. Then, by regarding the possible solutions to environmental and health problems being experienced today, relevance of settlement to the projects built upon sustainability concepts was studied. The concept of sustainability is in a historical development. Public lectures and established principles are being developed day by day and the protectionist approach for the environment is increasing. This historical development and its relevance in architecture and design, as well as the development of the concept of sustainable architecture were investigated in this study. In the third chapter, by touching upon the concept and the general descriptions of multi-storey building, a criterion was made for architectural works which forms the content of the study. Afterwards, the development of the multi-storey building concept was examined and its development process and history were mentioned. By simplifying the concept of multi-storey buildings to the housing unit in the next section, the subject was studied more detailed. The development process of multistorey residential buildings was mentioned under another title. Furthermore, in the process of making these points, an introduction to the architectural dimension of the subject with referring to buildings was made. In the fourth chapter, the main topic of our subject was formed and sustainable and green building concepts were examined. These concepts were studied in the context of principles; and the second title of the subject, the relation between green building certification systems and multi-storey housing was clarified. Green building certification systems were examined, and then the concept of multi-storey housing was analyzed. The LEED certification system is a certification system in the Americas. When describing this system, credit and scoring system was explained. Furthermore, the principles of sustainable multi-storey housing were constructed. Within the scope of this scoring and credit system; regarding the sustainable areas, water efficiency, energy and atmosphere, materials and resources as well as the principles of indoor environment quality in sustainable multi-storey housing principles, a credit system was established. The BREEAM certification system was first introduced by the UK Building Research Institute in 1990 BRE. In this certificate system, the distribution ratio of the performance categories as waste, materials, water, transportation, energy, pollution, management, health and human comfort and ecology were examined. Within these xvii categories, principles of sustainable multi-storey residential buildings were established. The CASBEE certification system is a certification system based on sustainability principles in Japan and Asia. As the CASBEE evaluation system, by explaining “Q” and “L” values, the environmental effectiveness of the building was analyzed within the principles. The Green Star certification system has been developed by the Australian Green Building Council. According to the Green Star building certificate system, buildings are being rated from the lowest star to the top star. This was evaluated by examining performance categories and percentage ratios. The DGNB certification system has been developed by the German Sustainable Construction Council. It was examined within the principles, and the aim has been to shed light on the concept of multi-storey housing. The SBTool certification system first emerged in Paris and then emerged with the principles of environmental performance criteria, together with 21 countries. These principles, percentage distribution rates, sustainable multi-storey residential building criteria, and performance categories were studied. In the third title of the fourth chapter of this study, the principles of sustainable multi-storey housing were formed in the light of the principles made by these certification systems and researches. In the fifth chapter, the usage and conservation of energy, water, material and resources of energy, water, material resources were analyzed. Finally, design for human and health, as well as land use and conservation were studied. By doing so, design approaches in sustainable multi-storey residential buildings were clarified. In the sixth chapter, application examples were mentioned. Examples of Americas, Europe, Asia, Australia, and finally Turkey practices were studied. Many samples were chosen. In the conclusion part, the results were compared with each other. These examples were analyzed in light of principles of sustainable multi-storey housing principles. In this section, planning for the land as sustainable multi-storey housing principles, decisions about building density, meeting the needs of the urban environment, decisions about the infrastructure, arrangement and planning of the housing environment, arrangement of the green space, and arrangement of the parking spaces were examined. In addition to this, a table system was established for all buildings in terms of proximity to education and health needs as a housing principle, arrangement of the layout plan, placement of the house on the land, the use of sustainable building material, having sustainable construction materials, and whether the function of the residential building is suitable for the user. Thus, the comparison of the structures with respect to sustainability criteria was made easier and more accessible. The aim of the study was to contribute to the principles of sustainability by making a criterion for the application examples made in this direction. It was also aimed to make an easy-accessible guide for the buildings to be constructed. In the conclusion section, final explanations on the study and research were made. Furthermore, according to the examples examined, the most often used principles in buildings were found out. Finally, the aim of the research for sustainable multi-storey residential buildings was put forward

    Life Cycle Assessment of Building Materials: Literature Rewiew

    Get PDF
    Sustainable development policies are often on the agenda as global warming and resource depletion problems are increasing. The construction sector is one of the focal points of these studies with high environmental burdens. Many building materials, methods and tools are used together during the construction process. The Life Cycle Assessment (LCA) method has been developed in order to determine the environmental load of these inputs. As a result of LCA studies, the load of components or processes on the environment can be calculated and critical points can be determined. In this study, the sustainability of construction materials have researched by books, post graduate theses and articles in Turkey and around the world and summarised with a table

    Komşuluk Planlamasında Eko Verimlilik Ajandaları: Örnekler Üzerinden Bir Değerlendirme

    Get PDF
    Kentlerde altyapının inşası sürecinde izlenen yöntem ve teknikler, yapım ve uygulama şekli, mevcut şehri geliştirmek ve yaşanabilir hale getirmek açısından önem taşımaktadır. Bütünsel planlama yaklaşımı ile bölge ölçeğinden mahalle ölçeğine ve hatta mikro düzeye inebilen sistemsel bir çözüm ile kaliteli çevreler yaratmak mümkün olabilmektedir. Bu konuda yapılan çalışmalar, eko mahallelerin iklim değişikliği için gerekli olan mavi-yeşil altyapı, hammadde ve doğal kaynak verimliliği, geri dönüştürülebilir atık malzeme yönetimi ve enerji tasarrufu gibi eko verimliliğe dayalı stratejiler ile sürdürülebilirliği sağladığı yönündedir. Özellikle yerel düzeyde ekolojik tasarım, çevrenin kalitesini geliştirme şekli olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu noktada, eko tasarım rehberleri ve eko verimlilik ajandaları önem kazanmaktadır. Bu çalışma, eko komşuluğun yapısını ekolojik ağ örüntüsü-eko verimlilik kavramları üzerinden ele almaktadır. Çalışma, geleneksel komşuluk teorisinden başlayarak kentsel tasarımı yönlendiren kriterler, sürdürülebilirlik ve ekolojik yaklaşımlar çerçevesinde değerlendirilmektedir. Ekolojik tasarımı oluşturan ilkelerde eko verimliliği öne çıkaran uluslararası örnekler incelenmiş; kentsel sistemler bütünü içerisinde mavi-yeşil altyapı, ulaşım, atık ve enerji konularının öne çıktığı içerik analizi yöntemi ile kavramsal bir model önerisi geliştirilmiştir. Tümden gelim – tüme varım şeklinde kapsamlı bir yaklaşımla kent sistemi içerisinde eko kriterler belirtilerek, eko verimlilik- eko duyarlılık ilkelerini planlama/tasarıma dâhil eden bütüncül bir kavramsal model oluşturulması amaçlanmış, geliştirilecek eko komşuluk birimleri için işleyiş şeması ortaya konmuştur

    Pirinanın hidrotermal karboniazasyon yöntemi ile kömürleştirilmesi

    Get PDF
    06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.Türkiye'nin içinde bulunduğu Akdeniz ülkelerinin ekonomisinde önemli bir yer tutan zeytinyağı üretimi esnasında yan ürün olarak pirina oluşmaktadır. Sabun sanayi, yem sanayi gibi birçok alanda kullanılan pirina, enerji değerinin yüksek olması sebebi ile biyokütleden elde edilen yakıt kaynağı olarakta kullanılmaktadır. Atıkların enerjiye dönüştürülmesinde kullanılan teknolojinin basit ve çabuk uygulanabilir olması önemli bir faktördür çünkü bugüne kadar atık yönetiminde yaşanan en büyük sıkıntı kompleks teknolojilerin kurulmadan rafa kaldırılması olmuştur. Son yıllarda milyonlarca yılda oluşan fosil yakıtların yerine geçecek yakıtın kömür kalitesinde laboratuvar şartlarında yüksek nem içerikli atıklardan birkaç saat içerisinde elde edilmesini sağlayan hidrotermal karbonizasyon (HTK) yöntemi araştırma konusu olmuştur. Bu çalışma da pirinanın hidrotermal karbonizasyon yöntemi kullanılarak yenilenebilir yakıt kaynağına dönüştürme potansiyeli üzerinde çalışmalar yapılmıştır. Hidrotermal karbonizasyon işlemi sırasında değişen sıcaklık (220°C, 240°C, 260°C, 280°C, 300°C), bekletme süresi (1, 2, 4, 8, 12, 16, 24 sa) ve atık/su (%25-50) oranı gibi proses parametrelerinin hidrokömür kalitesi üzerindeki etkileri incelenmiştir. Karbonizasyon işlemi sonrasında oluşan hidrokömürün enerji değerleri bomba kalorimetrede ölçülmüş ve pirinanın üst ısıl değerine kıyasla yaklaşık %57 civarında artış olmuştur. Enerji değerlerindeki artışlar elementel analiz sonuçları ile desteklenmekte olup linyit kömüre oranla daha yüksek karbon içeriğine sahip hidrokömür elde edilmiştir.Olive pomace consists as a side product during the production of olive oil which holds an important place in the economy of the Mediterranean countries in which Turkey is located. Olive pomace which is used in many areas such as the soap industry and feed industry, is used as a source of fuel obtained from biomass because of its high energy value. It is an important factor that the technology used to transform waste into energy is simple and quick implementation, since the biggest hardship ever experienced in waste management has been to be shelved without the establishment of complex technologies. In recent years, hydrothermal carbonization method providing a coal quality fuel that obtained in laboratory conditions within a few hours as a substitute to fossil fuels created in millions of years has has been the subject of research. In this study, the potential of converting the olive pomace into a renewable fuel source by using hydrothermal carbonization (HTK) method has been studied. During the hydrothermal carbonization process the varying temperature (220°C, 240°C, 260°C, 280°C, 300°C), holding time (1, 2, 4, 8, 12, 16, 24 hr) and waste / water The effect of process parameters such as (25-50%) ratio on hydrocarbon quality was investigated. The energy values of the hydrocarbon formed after the carbonization process were measured in the bomb calorimeter and increased by approximately 57% compared to the upper thermal value of the olive pomace. Increases in energy values are supported by the results of the elemental analysis, and coal with a higher carbon content than lignite coal has been obtained

    SUSTAINABLE SUPPLY CHAINS: A CONTENT ANALYSIS OF SUSTAINABILITY REPORTS

    Get PDF
    Ekonomi, toplum ve çevre arasında bir denge kuran sürdürülebilir kalkınmakavramı, küresel, ulusal, bölgesel ve kurumsal düzeydeki uygulamalar için yol gösterici birkavramsal çerçeve sunmaktadır. Sürdürülebilirliğin kurumsal düzeydeki uygulamalarının,günümüzde işletmeler için rekabet üstünlüğü sağlayan en önemli parçalarından birini,tedarik zincirleri boyutunda gerçekleştirilen çalışmalar oluşturmaktadır. Bu çalışma Türkiş dünyası için henüz yeni bir uygulama alanı olan sürdürülebilir tedarik zincirlerinin,Türkiye'de stratejik olarak nasıl kavramsallaştırıldığı ve uygulandığını analiz etmektedir.Türkiye'de faaliyet gösteren 10 üretim firmasının sürdürülebilirlik raporları, tedarik zinciriuygulamaları açısından analiz edilerek, Seuring ve Müller'in (2008) sunduğu teorikyaklaşımdan hareketle, kavramsal olarak haritalandırılmıştır. Yapılan analiz Türkiye'defaaliyet gösteren üretim firmalarının sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi ve tedarikçikavramı, yerel tedarikçi politikası, tedarikçilerin çalışma koşulları gibi alt boyutlarınayönelik algılarını ortaya çıkarmıştır. The notion of sustainability that balances the economy, society and environment,provides a guiding conceptual framework for the practices on the global, national, regionaland organizational level. The sustainability practices in the supply chain management areamong the most important dimensions of corporate sustainability that generate competitivesuperiority. The current study examines how the sustainable supply chains, which aresomewhat new in the Turkish business environment, are conceptualized and applied inTurkey. The sustainability reports of 10 manufacturing companies operating in Turkeywere analyzed and conceptually mapped based on the theoretical framework developed bySeuring and Müller (2008). The results reflect the perceptions of these organizationstowards the sub-dimensions of sustainable supply chain concep
    corecore